February 2023
Farkındalıkta kalmaktan başka çaren yok…
Okuma süresi: 4 dakika. Önceki gün paylaştığım yazı üzerine bazı sohbetler gelişti, ve en tekrarlanan soru her zaman olduğu gibi “nasıl?” oldu. Nasıl bir yandan önemli bir soru olsa da çoğu zaman da biraz [...]
Bu günlerde sormamız gereken en önemli soru
İçimden geçtiğimiz bu günlerde Cem Şen Hocamın bu konu üzerine yaptığı bir konuşma, bana hayatımda gittiğim ilk mülakatı hatırlattı bana. Hiç unutmuyorum, yurtdışında yaptığım lisans üstü eğitimimi bitirmek üzereydim ve Türkiye’ye mülakatlara katılmak ve bir iş bulmak için gelmiştim. Karşımda çok başarılı ve çok saygı duyulan bir genel müdür vardı. Konu benim askerlik durumuma geldi. Okuduğum okulda asistanlık yapsam da kısa dönem askerlik için gerekli koşulları sağlayamamıştım. O genel müdürün suratındaki tepeden bakan ve iğneleyici ifadeyi bugün de hatırlarım:
Yolculuğunuzun durakları…
Bir çoğumuz aynı noktada bulduk kendimizi... Kim ve ne olduğumuzla, çevremizdeki insan, olgu ve olayların kim ve ne oldukları ile ilgili bizi bugüne ve bulunduğumuz yere kadar taşıyan hikayelerimizin tam da gerçek olamayabileceğini fark ettik bir gün. Bir gün fark ettik ki biz aynada yansıyan görüntümüzü kendimiz sanıyoruz, aynadaki görüntünün saçını kesmeye, aynanın üzerine makyaj yapmaya çalışıyoruz. Ve bunu bu şekilde sanmamızın gerçek nedeninin kendimizle ve dünyayla ilgili tanımlarımız üzerinde hiç düşünmememiz, bütün bu tanımları, kimliği, inançları bize verildiklerinde hiç çiğnemeden yutmuş olmamız olduğunu fark ediyoruz belki de.
January 2023
Sıradan Gözükeni Sıradışı Hale Getirmek
Danışanım seans başından beri belki 4. kere yöneticisinin ismini söylediğinde, elini boynuna atıyor, bu hareketin pek de farkında olmadan. Bu sefer gözlemimi paylaşıyorum. “Farkında mısın” diyorum, “her yöneticinden bahsettiğinde elini boynuna koyuyor, boynuna masaj yapıyorsun?”. Çoğu zaman olduğu gibi aslında farkında olmasa da hemen bir hikayesi var. Bu aralar çok yorulmuş, onun için arada boynuna masaj yapmak rahatlatıyormuş. Aklıma tıbbi nedenlerle beynin sol ve sağ yarımkürelerini bağlayan dokuları kesilen hastalarla yapılan deneyler geliyor...
“Tutunma, bırak!”
Bir lastik firmasının reklamındaki küçük kız babasına soruyordu: “Baba, yıldırım düşse sen tutar mısın?” Arkadaşlar, yıldırım tutulmaz. Ancak nedense biz, hepimiz, düşen yıldırımlarla beraber aslında tutulamayacak, tutulmaması gereken, tutulduğunda başımıza bela açacak şeyleri tutmaya, onlara tutunmaya çalışıyoruz nedense. Biz eskiye, artık zamanı geçmiş olana tutunuyoruz. Biz aslında asla gerçekleşmeyecek, gerçekleşse bile bizi mutlu etmeyecek umutlara tutunuyoruz. Biz doğasında geçip gitmek, akmak, devamlı değişmek olana tutunuyoruz. Biz bize aslında ıstırap verene tutunuyoruz. Bırakmaktan korktuğumuz için kendimizi kitliyoruz, durağanlaşıyoruz, zincirleniyoruz.
Duygu ve Hislere Farkındalık Getirmenin Gücü
...İşte bu nedenle hem koçlar, hem de gelişim yolculuğunda yürüyen herkesin kendi his ve duyguları ile çalışmayı ve bunu başkalarının yapmalarına destek olmayı öğrenmeleri çok önemli. Benim bir koç olarak danışanlarımla kullandığım yaklaşım ve araçlar arasında en fazla etki ve ilerleme yaratan bir kaç teknikten birisi duygu ve hislere farkındalık getirmek ve şimdi ve buradaki deneyime farkındalık getirmek .