January 2023

“Tutunma, bırak!”

By |2023-01-20T10:18:41+03:0020 January 2023|

Bir lastik firmasının reklamındaki küçük kız babasına soruyordu: “Baba, yıldırım düşse sen tutar mısın?” Arkadaşlar, yıldırım tutulmaz. Ancak nedense biz, hepimiz, düşen yıldırımlarla beraber aslında tutulamayacak, tutulmaması gereken, tutulduğunda başımıza bela açacak şeyleri tutmaya, onlara tutunmaya çalışıyoruz nedense. Biz eskiye, artık zamanı geçmiş olana tutunuyoruz. Biz aslında asla gerçekleşmeyecek, gerçekleşse bile bizi mutlu etmeyecek umutlara tutunuyoruz. Biz doğasında geçip gitmek, akmak, devamlı değişmek olana tutunuyoruz. Biz bize aslında ıstırap verene tutunuyoruz. Bırakmaktan korktuğumuz için kendimizi kitliyoruz, durağanlaşıyoruz, zincirleniyoruz.

Duygu ve Hislere Farkındalık Getirmenin Gücü

By |2023-01-16T18:44:13+03:0016 January 2023|

...İşte bu nedenle hem koçlar, hem de gelişim yolculuğunda yürüyen herkesin kendi his ve duyguları ile çalışmayı ve bunu başkalarının yapmalarına destek olmayı öğrenmeleri çok önemli. Benim bir koç olarak danışanlarımla kullandığım yaklaşım ve araçlar arasında en fazla etki ve ilerleme yaratan bir kaç teknikten birisi duygu ve hislere farkındalık getirmek ve şimdi ve buradaki deneyime farkındalık getirmek .

April 2021

İdeolojiniz mi var, Ülkünüz mü?

By |2021-04-06T23:09:14+03:006 April 2021|

Bir ülküsü olmalı insanın, zihnimizde dolaşan korku ve hırs dolu düşüncelere değil, bizi oradan oraya vuran ve geçmişin hallolmamış meseleleri ile tetiklenen duygulara değil; kalbimizin, en derin özlemine, yüreğimizin kendimize ve yaşama karşı olan taahhüdüne dayanan... Bizim için bu dünyada geçirdiğimiz süreyi anlamlı kılan, uğruna rahat koltuklarımızdan kalktığımız, güvenli evimizden çıktığımız, zorluklara seve seve katlandığımız bir ülküsü olmalı.

November 2018

Açık Bir Kalple Yaşam İçin Farkındalık, Cesaret, Güç… Pratik Öneriler

By |2018-11-30T13:35:33+03:0030 November 2018|

Biz özgürlük isterken, onun peşinde koşarken, temelde asıl arzu ettiğimiz, özlemi ile yanıp tutuştuğumuz şey sanki “kalbimizin özgürlüğü” imiş gibi geliyor bana, ne dersiniz? Berrak bir zihinle olguları oldukları gibi görmeyi becerebilirsek ve bedenimizle kavga etmeden onun içinde, şimdi ve burada, tüm duygularımızla onlardan korkmadan ve onların esiri olmadan yaşamayı becerebilirsek, artık hayatın ve zamanın getirdiklerinin canımızı yakması korkusu ile kalbimizi kapatmaya gerek duymadan, bu sayede tam anlamıyla, bütünlük içinde, ve belki de ilk defa halimizden memnun bir halde yaşayabileceğiz.