Liderin engelleri yazı dizimize 4. yazımızla devam ediyoruz. Bu yaklaşımın kaynağı, Theravada Meditasyon Geleneği… Benim de hocam Cem Şen’den Kalp Yolu eğitimimde meditasyonun ve aydınlanmış eylem, kalp ve zihnin önündeki engeller olarak öğrendiğim bu yaklaşım üzerinde düşündükçe aslında destek olmaya çalıştığım tüm liderlerin de karşılaştıkları temel engeller olarak görüyorum. Bu serinin ilk yazısını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Sevgili Kardeşim, sana bir haberim var.
Derin bir yanlış anlama içerisindesin…
Ve yaşadığın stresin ve pişmanlık duygularının bir çoğunun nedeni, işte bu yanlış anlama…
Sanıyorsun ki dün işler, sen onları kontrol etmek için gerekeni, gerektiği kadar yapamadığın için istediğin gibi gitmedi…
Sanıyorsun ki, eğer biraz daha çabalasaydın, biraz daha uğraşsaydın, “doğru”sunu yapsaydın, böyle olmayacaktı.
Eğer yeterince “iyi” olsaydın hava durumu yağmurlu olmayacaktı, ve sen hava durumu ile birlikte tüm dış koşulları -olgular, olaylar, başkalarının duyguları, düşünceleri ve davranışları- ve tüm “iç” koşulları -kendi duygu, düşünce, yaklaşım, ve içsel atmosferin- tam istediğin şekle sokabilirdin…
İşte bu yüzden, bu büyük ve bir o kadar doğal ve gerçek kabul ettiğin yanlış anlaman yüzünden belki de tam da farkında olmadığın bir pişmanlık içindesin… Kendine boş yere eziyet ediyorsun. Hatta daha da kötüsü, belki de başkalarının, ama cahilliklerinden, ama kötü niyetlerinden sana yaptıkları için kendini suçluyorsun…
Bununla da kalmıyor bu derin yanlış anlamanın başına açtıkları…
Daha önce sen kontrol edemedin ya hava durumunu…
Düşen yıldırımı tutamadın, hatta engelleyemedin ya…
Bir başkasını değiştiremedin ya…
Kendini “olman gereken” insana dönüştüremedin ya… Ve bu senin hatan ya…
İşte bu yüzden, bir de gelecekle ilgili, aynen arka planda işleyen ama artık alıştığın için duymadığın havalandırmanın gürültüsü gibi senden hiç ayrılmayan ve fark edilmez olmuş bir stres içinde yaşıyorsun sevgili kardeşim:
Ya işler istediğim gibi gitmezse… Ya insanları benim istediğim gibi düşündürtemez, hissettirtemez, davrandıramazsam… Ya kendim istediğim gibi davranamazsam… Ya rüzgar esmesini engelleyemezsem… Ya ben, olmam gerektiğini sandığım kişi olamazsam… Ya yıldırım düşerse ve ben tutamazsam…
Sevgili kardeşim. Yıldırım tutulmaz. Artık gerçekçi olmayan beklentilerinin başına açtığı işleri görmenin zamanı gelmedi mi? Bu yanlış anlaman yüzünden çektiğin gereksiz pişmanlık ve stresten kurtulmanın zamanı gelmedi mi?
Seni tamamen sorumluluktan kurtardığımı sanma…
Tam aksine.
Asıl sorumluluğun, yıldırımı tutamayacağını, hava durumunu kontrol edemeyeceğini, hayatta garantiler olmadığını, ve yine yarattıklarını yaşayacak olanın sen olacağını anladığında başlayacak.
Koşulların hemen hemen hiç birinin senin elinde olmadığı halde, şu anın ve şu ana verdiğin yanıtın tamamen senin sorumluluğunda olduğunu anladığında, gerçek gücün ve gerçek özgür iradenin ne olduğunu anlayacaksın.
O zaman anlayacaksın ki yapman gereken aslında imkansız olan şeyleri kontrol etmeye, hava durumunu istediğin hale sokmaya çabalamak değil. Yapman gereken, içinde akmakta olduğun ve her an, her saniye değişmekte olan, bir çok farklı ve bazen birbirlerine ters akımlardan oluşan koşullar ve olgular nehrinde, şu anda ne olmakta olduğunu gerçekten anlamaya çalışmak… Hem dışarıda, ve ondan önemlisi içeride de…
Kendi duygu ve düşüncelerini de kontrol edemezsin denildiğinde, bu onların sorumluluğunu almamanı değil, tam tersine onların tam farkında olmanı gerektirecek… Çünkü ancak bu sayede gücünü kullanıp gerçekten mutlu, huzurlu ve etkin olabilirsin. İlginç bir şekilde ancak herşeyi kontrol etmeye çalışmaktan vazgeçtiğinde, inanılmaz bir güce ve dolayısı ile etkiye sahip olduğunu göreceksin.
Sakın buna burun kıvırma. “Bu mu!” deme. Çünkü bu, yani olanı olduğu gibi görmek, belki de yapılması en zor şeylerden biri… Ve belki de hem senin, hem de etkilediğin tüm insanların mutluluğu için tek yok.
Ancak bu şekilde sen ve ben, yaşamımızın ve benliğimizin yönetimini ele alabilir, bu şekilde liderin 4. engeli olan pişmanlık ve endişeden kurtulabilir ve gerçekten hem kendimiz hem de bizimle birlikte bu tip yanlış anlamalar içinde kendi başına iş açan diğerleri için kalıcı bir değişime ön ayak olabiliriz.
Kaldı geriye beşinci engel… O da gelecek yazımızın konusu… Sonra “peki bu engellerle ben nasıl başa çıkacağım?” sorusuna daha derinden bakacağız.
Çabalamaktan vazgeçip herşeyi olduğu gibi kabullenmeye karar verdigim gün böyle bir yazıyı paylaşmanız hayatta hiçbir şeyin teadüf olmadiğinı bir kez daha anladım…